Burak Kabadayı (1989) sanatçı, İstanbul’da yaşıyor. Kabadayı video, ses ve çeşitli nesneler ile kurduğu yerleştirmelerle enerji üretme-harcama biçimlerine ve hareketin formlarına odaklanıyor. Doğal ya da doğal olmayan yollarla bir araya geldiği diğer ögelerle etkileşimde, alışverişte bulunan ve zaman içinde evrilen, dönüşen yapılar üzerinden bir çevre kurmakla ilgileniyor; bir arada var olma/yok olma imkanlarını ve algılama biçimlerini yeniden kurguluyor.
Marmara Üniversitesi Güzel SanatlarFakültesi’nden mezun olup (2014) yüksek lisansa devam etti. Sanatçının son kişisel sergisi “Sabit Değişiklikler Dinamik Aralıklar” ( 2021, AVTO, İstanbul). Katıldığı grup sergilerinden bazıları “Nedensel İlişkilerden Belirtisel Göstergeler Başkalaşımlar”(2022, Sanatorium, İstanbul), “Yabancı Bir Göz” (2022, Nilüfer Sanat, Bursa), “Kök” (2018, Santral İstanbul), “Hiçbir Şey Görememek” (2017, Alt Art Space, İstanbul). Kabadayı 2017 yılında “Baştan Başlamak” (İstanbul Bienali / Liverpool Bienali / Protocinema) değişim programında yer aldı.
Ağa Bağlı Polarize Bir Manzara
Ağa Bağlı Polarize Bir Manzara, bir süre boyunca sahiplenilen bir mekânı, fiziksel ve çevresel faktörlerini analiz ederek yeniden kurgulamayı amaçlar. Mekân sadece yüzeyde var olan değil, aynı zamanda içindeki etkileşimleri içeren bir bütün olarak düşünülür. Bu önerme, mekânın sürekli değişen bir yapı olduğunu ve bu değişimlerin algısal deneyimlerle bağlantılı olduğunu ifade eder. Bu çerçevede, mekânın sınırları ve potansiyelleri üzerinde çalışılan süreç boyunca yaşanan dönüşümler, bir kurgunun sorunsalı olarak ele alınır.
Mekân temelli bir araştırma olarak başlayan çalışmanın erken fazlarında, mevcut zeminin kaldırılması, böylelikle yüzeyin altındaki boşlukların, bu boşlukların yol açtığı hareketin ve hareketin bıraktığı izlerin arasındaki etkileşimlerin keşfedilmesi hedeflenir. Ancak süreç içinde yaşanan değişiklikler, aksaklıklar ve bunlara bağlı muğlaklıklar, yapının rotasında bir sapmaya yol açar: dönüşen bağlam, yapının bir dizi yeni mekânda, farklı materyal ve alternatif sunum biçimleriyle araştırılmasının önünü açar.
Bu potansiyelleri açık uçlu ele almaya yönelen çalışma, kendini farklı alanlara adapte edebilen bir formata evrilir. Yine bu doğrultuda amorf bir kuruluma imkân tanıyan, zeminden yükseltilmiş akordeon konveyör, mekândaki etkileşim alanlarını deneyimleme ve mevcut yüzeyin yeni olanaklarını keşfetme fırsatı sunar. Bu bağlamda yerleştirmeye dahil olan haritalama çalışması ise, mekânların karmaşıklığını ve çevresel etkileşimlerini, ızgara sistemleri ve ağ benzetmeleri aracılığıyla görselleştiren, havada asılı kalmış bir tür manzaraya dönüşür.
Bu web sitesinde size daha iyi hizmet sunabilmek için çerez kullanılmaktadır. Kullandığımız çerezleri görüntüleyebilmek ve daha fazla bilgi almak için Gizlilik ve Çerez Politikası sayfasını inceleyebilirsiniz.