TR EN
HAZİRAN - ARALIK 2024

Hüseyin Aksoy

Hüseyin Aksoy

Hüseyin Aksoy (d.1995, Mardin Kızıltepe ), Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar resim iş bölümününden mezun olan sanatçı, 2022 yılında Istanbul Bienali Çalışma ve Araştırma Programına katıldı. Sanat Pratiğinde araştırma, iz sürme odaklı çalışarak resimler ,arşivler, video ,foto-kolaj gibi farklı medyumları bu izin yolları olarak yürümeye ve anlamaya çalışmaktadır. Kolektif hafızayı tanımlayan verileri yeniden kurgulayıp yorumlamaya; tarih anlatısını şekillendiren mekân, zaman ve sistemleri irdeler. Kültürel tahribat meselesinin, temsiliyetine dayalı tarihsel anlatıları ve sömürgecilik söyleminin anlatı inşasını incelemeye çalışmaktadır. Bu bağlamda hayali coğrafyalara bakarak kültürlerarası ilişkiler, mülksüzleştirilmiş topraklar ve bu toprakların arkeoloji meselesi üzerine eğilmektedir.

Geçmişi Yaktığında, Yangın Kurtarır Onu, Kül Halinde

 

    Boyun eğeceğim, kendi kendimin yıkıntısına

    Ben ki iki kişiyim, olabileceğim ve olduğum.

    Ve sonunda yok edecek biri ötekini.

      Christian Morgenstern



Geçmişi yaktığında, yangın kurtarır onu, kül halinde isimli devam eden çalışma, bir yüzey olarak resimler, iz sürerken karşılaşılan buluntu nesneler ve bir zaman anlatısı olarak ortaya çıkan bir video çalışması üzerinden bir bitkinin kalıntılarla simbiyotik ilişkisine odaklanır.

Kağıt üzerine ceviz boyasıyla yapılan resimler, kalıntıları, taşları, harabeleri konu alarak ve onları insan bedeninin kabuğu gibi görerek ilerleyen, bir nevi onarmaya dair bir tahayyüldür. Kullanımı tarih öncesinde dayanan ceviz boyası, eski Mısır’da ölenlerin bedenlerine bozulmaya karşı bir koruyucu olarak sürülen bir çözelti olarak kullanılmış, daha sonra aynı yapı koruyucu etkisi nedeniyle mimari restorasyonda yararlanılan malzemelerden biri haline gelmiştir. İnsan ve yapı bedenlerini onarmaya yarayan ceviz boyasıyla yapılmış bu resimlerle, bir şeyi neden onardığımız sorusu gündeme gelir. Bu resimlerle beraber SAHA Studio mekânında bir arkeolojik kazı alanı gibi zemine yayılan, sanatçının iz sürerken karşılaştığı çeşitli buluntu nesneler, bakanı içinde bir gezinmeye davet eder. 

Aksoy, Harmel isimli video çalışmasında ise, sadece harabelerde ve mezarlık alanlarında yetişen, Latince Paganum Harmala olarak bilinen bu bitkinin harabeler ve yerin altındakilerle olan ilişkisine kulak kabartır. Eski yerleşim ve ören yerlerinin olduğu alanlarda yoğun olarak görülen Harmel bitkisi, fosforik asit yönünden zengin toprakları tercih eder. Nitekim, insan vücudunda kalsiyum mineralinden sonra en fazla fosfor elementi bulunur. Bu nedenle arkeologlar geçmiş yaşantılara dair kanıt bulabilmek için yapacakları araştırmalarda, bu bitkinin izini sürer, onun yetiştiği yerleri kazarlar. Dolayısıyla harabelerde, höyüklerde, gözle seçilebilen veya yok olmuş mezarlık alanlarında çokça yetişen Harmel bitkisi, var olmak için adeta birilerinin ölmesini bekleyen bir kimliğe bürünür. Böyle bir bitki, ölenlerin adına konuşuyor denebilir mi?

Bitkinin harabeler ile ilişkisine bakan Aksoy, taşları, kalıntıları ve harabeleri geçmişle yüzleşmenin aracısı olan birer hayalet varlık olarak okumaya çalışır. Bitki ile harabelerin konuştuğu  bu manzarada, konuşanları dinleyen bir üçüncü kişi olarak sessizliğe işaret eder.

DİĞER SANATÇILAR

Bu web sitesinde size daha iyi hizmet sunabilmek için çerez kullanılmaktadır. Kullandığımız çerezleri görüntüleyebilmek ve daha fazla bilgi almak için Gizlilik ve Çerez Politikası sayfasını inceleyebilirsiniz.